Türkiye’de travesti olarak yaşamak konusunda kişiler adına konuşamam ama bu kelimeleri söylerken bu yolda yalnız olmadığımı biliyorum.
İstanbul’da mütevazı bir şekilde yaşayan travesti olarak hayatını sürdüren bir bireyim. Bugün sizlerle Türkiye’de travesti olarak yaşamak konusunda naçizane bilgiler anlatmak isterim.
Her insan gibi sevmek, sevilmek bizimde hakkımız. Ne yazık ki, konu aşk olduğunda travesti bireyler zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
2016 yılında Türkiye’de yalnızca %10 luk kısım travesti birini şahsen tanıdığını iddia etti. Geriye kalan %90 lık dilim ise trans bireyler hakkında yalnızca sosyal medya, internet siteleri sayesinde haberdar.
Transseksüel toplulukta flört etmenin insanileşme için harika bir fırsatı var. Ancak bunun için kaçırılmış bir fırsata dönüşme ihtimali daha yüksek. Transseksüel insanlarla çıkan kişiler bazen daha önce bahsedilen cehaleti ve stereotipleri filizlenen ilişkilere taşıyabilirler.
Kişisel deneyimime göre, transseksüel olmanın ne anlama geldiğine dair bu toplumsal eksiklik mevcut. Bu eksiklik, flörtün gerektirdiği günlük engellerin üzerine oturduğunda, her türlü gerçeklikten göz korkutucu bir fanteziye dönüşür.
Bazı travesti bireyler, ne kadar çok engelin önlerine çıkacağını bilerek aşk yaşamaktan tamamen vazgeçerler.
İnsanlardan ilk elden bilgi almak istedim, bu yüzden aşk konusuna ilişkin bakış açılarının ne olduğunu ve belirli dış baskıların onları nasıl etkilediğini görmek için dünyanın farklı yerlerinde yerel olarak birkaç trans kadınlarla röportaj yaptım.
Trans kadınlarla röportaj yaptığımda sorduğum ilk soru şuydu: “Travesti olmadan önce flört etme konusunda ne hissettin ve şimdi bu konuda ne düşünüyorsun?
Çoğu, artık gerçeklerini yaşamaya başladıkları için her şeyin çok daha farklı olacağını hayal etmişti, ancak durumun böyle olmadığını anlamıştı. Bazıları flört etmenin onları öldürebileceğini düşünüyordu.
Dünya çapında pek çok kadının bu ağırlığı hissettiğini bilmek beni üzüyor ve bana Türkiye’de ne kadar ilerleme kaydettiğimizi hatırlatıyor, daha gidecek çok yolumuz olduğunu biliyorum.
Şanslar her zaman aleyhimize oldu ama biz normal hayatlar yaşama fırsatı için zarafetle mücadele ediyoruz.
Travesti bireyler ile röportaj yaptığımda onların tercihlerini utanmaları yönünde toplumsal baskıyla karşılaştıklarını gördüm. Erkekler transseksüel bir kadınla çıktıkları için farklı bir tepkiyle karşılaşıyorlar.
Travestilere ilgi duyan erkek, transseksüel bir kadınla çıkarken bir sorun olduğunu hissetmemeli. Ailelerine ve arkadaşlarına, çıktıkları kadının karakterini anlattıklarında olumsuz tepkilerle karşılaşmamalılar.
Kamusal alanlarda ve sosyal alanlarda da aynı cehaletle, hatta daha kötüsüyle, karşı karşıya kalmamalılar.
Durum neden böyle? İnsanlar neden kesinlikle kendilerini ilgilendirmeyen bir şeye burnunu sokma ihtiyacı duyuyor? Transseksüel bedenlere dair neden bu kadar farkındalık ve kabul eksikliği var?
Sadece trans olmanın değil, aynı zamanda insan, güzel ve benzersiz olmanın ne anlama geldiğine dair daha fazla temsil ve daha özgün açıklamalar için çabalamamız gerekiyor.
Her şeyin olduğu gibi kalmasına izin verirsek, insanlar trans olmanın ve flört etmenin ne anlama geldiğine dair kendi önyargılarını ve düşünce süreçlerini oluşturmaya devam edecekler; bu, kadın olarak önyargılara ve genellemelere yer bırakıyor.
Türkiye’de travesti kadın olarak flört etmek zaten yeterince zor ve trans kadınlara sevgi gösteren erkekler için bunu daha da zorlaştırmak, her iki taraf için de flörtün kalitesine zarar veriyor ve bu ilişkilere ciddi zarar veriyor.
Tüm zorluklara rağmen, tüm trans bireyler, bizimle çıkan insanlar, bizi tanımak ve bize tapmak için zaman ayıran insanlar ve hatta bizi anlamayan insanlar için geleceğe dair parlak bir bakış açısına sahibiz.
Bu sorunun çözümü kolay ya da hızlı bir çözüm değildir. Zaman, isteklilik, temsil, müttefikler, destek, zihin ve kalp değişimi gerekecek. Her şeyden önce SEVGİ olacak.